10 Numara Yağ Neden Tehlikelidir?
10 numara yağ adı altında yapılan faaliyetler ülkemizin hemen her yerinde, akaryakıt istasyonları gibi kayıtlı alanların dışında, yol boylarında, kamyon ve otobüs garajlarında, sanayi sitelerinde açık ve yaygın bir şekilde yapılmaktadır. Minibüs, otobüs ve kamyon gibi ticari araçların büyük bir bölümü 10 numara yağ adı altında satılan sahte akaryakıtları yaygın olarak kullanmaktadır.
Konu sıklıkla medya gündemine gelmekte, neden olduğu büyük ölçekli vergi kaybının yanı sıra çevre ve insan sağlığı açısından da ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Özellikle son zamanlarda bu tür faaliyetlerin ve üretimlerin yapıldığı tesislerdeki kazalar ya da seyir halinde iken sahte akaryakıt, 10 numara, vb. nedenler ile yanan otobüs ve kamyonlar ile de gündeme gelmiş ve hatta bu tür yakıttan meydana geldiği ifade edilen bazı kazalarda can kayıpları da olmuştur.
Geçtiğimiz yıllara göre bu konuda alınan mali, idari tedbirler ve yapılan denetimlerle sorunun çözümünde önemli mesafeler alınmış, bu tedbirler sayesinde Türkiye akaryakıt piyasası son beş yıl içinde istikrarlı bir büyüme çizgisi yakalamış ve vergi gelirlerimizde önemli bir artış sağlanmıştır. Alınan tüm tedbirler kayıt altındaki piyasamız içinde bu tür sahte / kayıt dışı faaliyetleri önemli ölçüde azalmıştır.
Tüm bu gelişmelere rağmen, kayıt dışı başlığı altında özellikle 10 numara yağ konusu ciddi bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Bu sorun, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nca lisanslı piyasa faaliyetleri kapsamında alınan tedbirler ile artık büyük ölçüde "piyasa dışı" alanlara kaymış bulunmaktadır. Baz yağ, solvent, bitkisel yağlarla ilgili alanlardaki düzenleme boşluklarından ve sınai mamul üretimi için kullanılması kaydı ile sağlanan vergi kolaylıklarından beslenen bu sorunun ve kaçak akaryakıt faaliyetlerinin karşısında daha güçlü önlemler alınması gerekmektedir. Bu anlamda T.C. Başbakanlık Genelgesi ile başlayan yeni süreç ve Maliye, gümrükler ve EPDK nezdinde alınan idari tedbirler, hazırlanan yasa tasarısı akaryakıt sektörü açısından önem arz eden bu sorunun çözümü için ümit vericidir.
Kayıt dışılığın devlete yarattığı milyarlarca dolar vergi kaybının yanı sıra, düzgün ticaret yapan bayi ve dağıtım şirketlerinin ticari faaliyetlerine zarar veren, standart olmayan kalitesiz ürünler nedeniyle çevre ve insan sağlığına olumsuz etkileyen ve neden olduğu kaza ve araç yangınlarıyla artık kamunun mal ve can güvenliğini tehdit eden bu sorunun çözülmesini büyük bir içtenlikle beklemekte olup 9 Ekim 2012 tarihinde Maliye Bakanlığımızca yapılan yeni ÖTV düzenlemesi bu yönde çok önemli bir ümit kaynağı oluşturmuştur.