2019 Istanbul Çevre Durum Raporu
Küresel iklim değişikliğinin yarattığı ekolojik yıkımın ulaştığı aşama dünya literatüründe küresel iklim krizi olarak adlandırılmakta ve gezegenimizdeki canlıların altıncı toplu yok oluşa doğru hızla ilerlediği ifade edilmekte.
Almanya Komisyonu Hollanda Çevre Değerlendirme Ajansı`nın 2018 yılı raporuna göre Türkiye CO2 salınımı açısından dünyayı en çok kirleten ülkeler içerisinde 18. Sırada yer alıyor. Türkiye`nin yaşanan ekolojik yıkım içerisindeki payı oldukça yüksek ve ekolojik yıkımın yarattığı sonuçlarla da yüzleşmekteyiz.
Global Footprint Network`ün (Küresel Ayakizi Ağı) belirlediği "Dünya Limit Aşımı Günü" insanlığın doğa üzerindeki yıllık talebinin, dünyanın bir yılda sağlayabileceği kapasiteyi aştığı gün olarak tanımlanıyor. 2018 yılında bu tarih 1 Ağustos itibariyle aşılırken, tüm dünya Türkiye gibi yaşasaydı bu tarih 11 Temmuz olacaktı.
Yani Türkiye ekolojik yıkım yaratan faaliyetlerde dünya ortalamasının bir hayli ilerisinde. 2019 yılı için Türkiye`nin doğal varlıklarının kontrolsüz ve plansız bir şekilde tüketimi dünya genelindeki kötüye gidişten daha hızlı oldu. Ekonomik kriz ve sanayideki daralmaya rağmen, dünya için 29 Temmuz olan Limit Aşım Günü, Türkiye için bu yıl 27 Haziran`da geçildi. Türkiye`nin 2 dünya ile mukayesesi ve biyokapasite açığını inceleyen WWF`in iki tablosu sorunun ciddiyetini ifade ediyor.
Yalnızca biyoçeşitlilik bağlamında bakıldığında dahi coğrafyamızın ciddi zenginlikleri yitirdiğini görebiliyoruz. "OECD Çevresel Performans İncelemeleri: Türkiye 2019" başlıklı raporda 3 Türkiye`nin dünya genelinde nesli tükenmekte olan canlı türlerine OECD ortalamasının oldukça altında bir oranla ev sahipliği yaptığı görülebiliyor.
Bu oranın omurgasızlar ve sürüngenlerdeki düşüklüğünün yanı sıra, coğrafyanın önemli bir kuş göç yolu olmasına rağmen, nesli tehlikedeki kuş popülasyonunun da OECD ortalamasının altında olması ayrıca endişe vericidir. Türkiye 2019 yılı itibari ile Kişi başına yenilenebilir su kaynaklarına sahip olma konusunda; su kıtlığına doğru ilerleyen, su stresi yaşayan bir ülke konumunda bulunmayı sürdürüyor.
Türkiye nüfus ve yenilenebilir su kaynakları ilişkisinde de OECD standartlarına göre de su stresi yaşayan bir ülke Türkiye`de yaşayan nesli tükenmekte olan canlı türlerinin dünyadaki toplam sayıya oranı ve OECD ortalamasını gösterir.
Tüm bu olumsuz veriler dahilinde ülke genelinde ekolojik yıkımın en yoğun şekilde yaşandığı şehirlerden biri İstanbul. Numbeo adlı dünyadaki şehirlerin sağlık, suç, yaşam kalitesi vb hakkındaki verileri yayınlayan web sitesinde İstanbul; Çin, Hindistan ve Endonezya`da yer alan pek çok şehri kirlilik endeksinde geride bırakarak 95. Sırada yer almakta.1 Bu yıl VI.`sını düzenlediğimiz Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası kapsamında yayınladığımız İstanbul Çevre Durum Raporu-2019 önceki yıllarda olduğu gibi İstanbul`un hava, su, toprak ve gürültü kirliliği karnesini çıkarıyor.
Önceki yıllardan farklı olaraksa İstanbul`un atık yönetimi (İstanbul Sıfır Atığa Hazır mı?), altyapı sorunları, asbest riski ve İstanbul`da iklim değişikliği konularını da içeriyor. Hazırladığımız raporun ekolojik yıkıma karşı mücadeleye katkı sunacağı umuyor ve TMMOB ÇMO İstanbul Şubesi olarak şehrimizin, coğrafyamızın ve gezegenimizin yıkımdan korunabilmesi için mücadele etmeyi sürdüreceğimizi bir kez daha yineliyoruz.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi