Adana Aladağ Kız Yurdu Yangını Meclis Araştırma Komisyon Raporu
Eğitimin temel amacı, “insanın doğuştan sahip olduğu bazı yetenekleri ortaya çıkarmak ve geliştirmek, umudu yeşertmek ve dolayısıyla hayatı güzelleştirmektir”. Başta anne-babalar, sonra eğitimciler ve sonra da siyasiler olarak bizlerin, ülkemiz ve geleceğimiz için yapabileceğimiz en güzel şey, çocuklarımızı daha iyi eğitmek ve onlara her açıdan daha güzel bir ülke teslim etmektir.
Dünyada olduğu gibi, ülkemizde de herkesin eğitim hakkından faydalandırılması, Devletin temel görevlerinden biri olarak sayılmakta ve kamusal bir hizmet olarak görülmektedir. Çocuklarımızın eğitim haklarından sonuna kadar faydalanması, Devletimiz kadar, çocuklarımızın ve onların ailelerinin de çocuklarımızın hakları konusunda bilinçli olmalarıyla yakından ilgilidir. Hem Bakanlıklarımız, hem de uluslararası kurum ve kuruluşlar bu konuyla ilgili destek ve farkındalık çalışmaları yapmaktadır. Özellikle kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili 12 yıllık zorunlu eğitimle birlikte kısa sürede ciddi bir başarı yakalanmıştır. Bu, ülkemizin sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerinin, araştırma kuruluşlarının, öğretmenlerimizin, eğitim yöneticilerinin, siyasilerin, Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı’yla işbirliğinin bir sonucudur.
Maalesef hem dünyada hem de ülkemizde afet riskiyle karşı karşıya bulunulan yerlerde ve kırsalda, eğitimin ciddi zorlukları vardır. Ülkemiz yüzölçümü bakımından hem çok büyük hem de yapısal, sosyolojik, kültürel, coğrafi ve iklimsel koşullar bakımından farklı özellikler göstermektedir. Her ülke kendi şartlarına göre kırsalda eğitimin zorluklarını aşmak için bazı alternatifler geliştirmişlerdir. Ülkemizde de çocuklarımızın eğitime erişimini sağlamak amacıyla birleştirilmiş sınıf uygulaması, taşımalı eğitim ve yatılı okul vb. alternatif uygulamalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Çocukların yüksek yararı söz konusu olduğunda ise zorluklar asla mazeret olamaz. Bu açıdan eğitim politikaları; bir ülkenin eğitim sisteminin gelecekte nasıl şekilleneceğinin ve o ülkede eğitim ile ilgili neler yapılması gerektiğinin belirlenmesi için önemlidir.
Ülkemizin gelecekte de dünyanın en genç nüfusa sahip ülkelerinden biri olma potansiyeli en büyük yatırımın eğitime yapılmasını gerekli kılmaktadır. Aynı zamanda da eğitim politikalarını belirleyen karar vericiler kadar bunların doğru uygulanıp uygulanmadığını kontrol eden denetleyiciler de önemli bir sorumluluk üstlenmektedir. Eğitim ve barınma mekânları, kütüphaneler, sosyal ve kültürel tesisler gibi her türlü eğitim ortamının, çocuklarımızın ruhsal, bilişsel ve bedensel gelişimine uygun, kendine özgü ihtiyaçlarını gözetebilen, temelde de güven içinde olacağı yerler olması birincil önceliğimiz olmalıdır.
Ülkemizde çocukların ailelerinden uzakta bir yerde eğitim almalarını gerektiren durumlarda ailelerin çocuklarını güven içinde teslim ettiklerinden emin olmalarını sağlayacak, ailenin diğer fertleriyle çocuğun bağlarını sağlam tutarak güçlendirecek ve amacına, usulüne uygun denetim faaliyetlerinin yürütülmesini sağlayacak tedbirlerin alınması da önem taşımaktadır.
Yurtlar ve pansiyonlarda kalan öğrenciler, kendilerini yeni bir sosyal çevrenin içinde bulmaktadırlar. Bu durum, öğrencilerin sosyal becerilerinin artmasına katkı sağlamakla birlikte psiko-sosyal desteğe ihtiyaç duyabileceklerini de göstermektedir. Bu nedenle, nitelikli bir rehberlik ve danışmanlık hizmeti sunulması da sağlanmalıdır.
Adana'nın Aladağ İlçesinde Kız Öğrenci Yurdunda meydana gelen elim yangın vakasının araştırılması ve benzer acıların bir kez daha yaşanmaması ve kamusal eğitim ve barınma haklarının tüm öğrencilerimiz için güvence altına alınıp yaygınlaştırılması için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen 4 partinin ortak kararı ile kurulan ve 09.02.2017 tarihinde çalışmalarına başlayan, “Adana’nın Aladağ İlçesinde Kız Öğrenci Yurdunda Meydana Gelen Elim Yangın Vakasının Araştırılması ve Benzer Acıların Bir Kez Daha Yaşanmaması ve Kamusal Eğitim ve Barınma Haklarının Tüm Öğrencilerimiz İçin Güvence Altına Alınıp Yaygınlaştırılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu” çalışmalarını tamamlamıştır.
Komisyonumuz, TBMM tarafından kendisine tevdi edilen araştırma konusu kapsamında; 4 aylık süre içinde, tüm öğrencilerimizin güvenli, sağlıklı ve nitelikli bir şekilde sunulan kamusal eğitim ve barınma imkânlarına sahip olmaları ve en önemlisi mutlulukları için gerekli unsurları Aladağ’daki yurt yangını hadisesinden yola çıkarak incelemiş, eksiklikleri, geliştirilmesi veya iyileştirilmesi gereken alanları tespit etmiş, alınması gereken tedbirlere yönelik öneriler hazırlamıştır. Komisyonumuz, olayın meydana geldiği Aladağ’da da Üyelerimiz ve Uzmanlarımızla incelemelerde bulunmuş, değerlendirmelerini mülki amirlere iletmiştir. Raporumuzun resmi ve özel kurumların öğrencilerin barındıkları yerlerle ilgili standartların yükseltilmesi amacıyla yaptıkları çalışmalara ve sonrasında yapılacak iyileştirmelere ciddi katkı sağlamasını umuyor, bir daha tek bir çocuğumuzun bile mağdur olmayacağından emin oluncaya kadar bu çalışmalara devam edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Komisyonumuzun çalışmalarının yürütülmesinde desteklerini esirgemeyen Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın İsmail Kahraman’a; Türkiye Büyük Millet Meclisinde Komisyonumuzun kurulmasına vesile olan önergeleri veren tüm imza sahiplerine ve Komisyonun kurulmasını destekleyen parlamento üyelerine; Komisyonumuzda birlikte çalıştığımız tüm Üyelerimize; Komisyonumuza bizzat sunum yapan ve sorularımızı cevaplayan, bilgi, belge sunan ve çalışmalarına katkı sağlayan tüm resmi kurum ve kuruluşlara, sivil toplum kuruluşlarına, akademisyenlere, çalışma ziyaretimizde bizi evlerinde kabul eden kıymetli Aladağ’lı ailelere, Adana İlindeki Yetkililere ve uzmanlarımıza en içten teşekkürlerimi sunarım.
Fatma Güldemet SARI
Adana Milletvekili
Komisyon Başkanı