Asbestle Çalışmalarda İş Sağlığı ve Güvenliği Rehberi
Antik çağdan bu yana insanlığa faydası kadar zararı da olan asbest, kimyasal ve fiziksel özellikleri sebebiyle inşaat, gemi, otomotiv, tekstil ve diğer sanayi alanlarında tercih edilen bir ürün olmuştur. 20. yüzyıl başlarından itibaren yaygın bir şekilde endüstride kullanılan asbestin üç binden fazla kullanım alanı vardır.
2010 yılına kadar Türkiye’de de kullanılan asbest; marley, boru, levha, fren ve debriyaj balatası, conta ve asbestli iplik üretiminde kullanılmıştır.
Asbest lifleri havada solunur hale geldiklerinde tehlikelidir, öldürücüdür. Solunan lifler akciğerlerde birikir ve zarar verir. Bu durumda akciğerde zedelenmeler başlar ve bu da akciğerin çalışmasını engeller ve kansere yol açar. Asbestli malzemelerin gerek üretiminde gerekse sökümünde çalışanlar, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda, farkında olmadan bu maddeye maruz kalabilirler.
Asbest yüzyıllar boyu ve yaygın bir şekilde kullanıldığı halde, meydana getirdiği sağlık sorunları yirminci yüzyılın başında anlaşılmaya başlanmıştır. Bunun sebebi, bazı vakalarda olumsuz sağlık etkilerinin 40 yıl sonra dahi ortaya çıkabilmesi ve eski dönemlerde insanların şimdikinden çok kısa yaşamalarıdır. Yarattığı sağlık riskleri nedeniyle günümüzde başta AB olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde asbestin üretilmesi ve endüstride kullanılması yasaklanmış; birçok ülkede ise ciddi kısıtlamalar getirilmiştir.
Türkiye’de ise gerek çalışma hayatında gerekse toplumsal düzeyde asbest güvenliği bilinci ve farkındalığı yeni yeni oluşmaya başlamıştır. Bu süreçte, yabancı ülkelerden gelen gemilerin asbest söküm işlerinin ülkemizde yapılmaya başlanması kadar özellikle son dönemde 31/05/2012 tarih ve 28309 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile başlayan kentsel dönüşüm projelerindeki bina yıkımları etkili olmuş; konuyu kamuoyu gündemine taşımıştır. Son 10 yıllık dönemde alınan kararlarla asbest yasaklanmış ve asbest söküm işinin temel koruyucu önlemleri mevzuat hükmü haline getirilmiştir.
Ülkemizde yapılan bir araştırmada en az 1 200 000 ton asbest hammaddesinin gerek ithalat gerekse çok kısıtlı bir miktarda olsa da yerli üretim yoluyla hayatımıza giriş yaptığı, ulusal sanayinin değişik sektörlerinde kullanıldığı belirtilmiştir. Genel olarak, üretilen ve tüketilen “170 ton asbestin yaratacağı maruziyetin bir mezotelyoma vakasına neden olabileceği” gerekli önlemler alınamadığı takdirde, ülkemizde tüketilen bu miktarda asbestin de yaklaşık 7 000 vakaya neden olabileceği öngörülmektedir.
Dünya genelinde ise, hali hazırda 125 milyon insanın işyerinde asbeste maruz kaldığı tahmin edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl 90 000’den fazla insanın işyerinde asbest maruziyeti sonucu asbeste bağlı Akciğer Kanseri, Mezotelyoma ve Asbestoz’dan öleceği tahmin edilmektedir. Mesleki kanserden meydana gelen her üç ölümden birinin asbest nedenli olduğu tahmin edilmektedir.
Sonuç olarak, asbest, hakkındaki birçok yasaklama kararına karşın, ülkemizde ve dünyada, hayatta varlığını sürdürmeye devam eden ve böylece hem iş hem de halk sağlığı açısından yaşamsal risk oluşturan bir faktördür. Bu nedenle başta Bakanlığımız olmak üzere konuyla ilgili kurumlar asbest maruziyetiyle mücadeleyi kendilerine hedef edinmiş; asbest kontrol programlarını oluşturmuş ve bu programların mevzuat alt yapısını geliştirmiştir.
Bu rehber, kamu yönetiminin genel hedefine uygun olarak, ulusal ve uluslararası düzeydeki mevzuat ve uygulamalar ışığında, asbestin tanımlanmasından sökümü ve bertarafına kadar her aşamasındaki iş ve işlemlere yönelik açıklayıcı ve güncel bilgileri içerecek şekilde hazırlanmıştır. Bu rehberin hem asbest söküm sektöründe hizmet kalitesini yükseltilerek iş ve çevre sağlığının korunması hem de asbest tehlike ve risklerine karşı kamuoyu farkındalığının artırılması sürecinde, yol gösterici bir doküman olmasını dileriz.