Çalışma Yaşamında Devlet

  • Oluşturulma Tarihi : 2019-05-12 02:47:00
  • Son Güncelleme: 2019-05-12 02:47:00
  • Yazar/Hazırlayan: Belirtilmemiş
  • Yükleyen: Ersoy İnce
  • Doküman No: 397077
  •    711
  •    7
  •    0
  •    0
  •    https://isg.email/YmRS5c

. Çalışma ilişkileri yaşamı diğer tüm toplumsal olaylarda olduğu gibi bir süreci izlemiş ve farklı aşamalar şeklinde gelişmiştir. Bu aşamalardan biri kitle üretimi dönemidir. Çalışma ilişkilerinin kitle üretimi döneminde, devletin piyasayı kendi koşulları içinde serbest bıraktığı, ilişkilerin işçi ve işveren arasında bireysel sözleşmelerle belirlendiği, çalışma koşullarının genel arz ve talep dengeleri içinde işlediği bir aşamayı ifade eder. Çalışma ilişkileri sisteminin tarihsel gelişim sürecinde ikinci aşama, liberalizm dönemidir. Bu dönem devletin bireylerin iş ve özel yaşamlarına en az düzeyde müdehale etmelerini savunur. Liberalizm mülkiyetçi, bireyci anlayışı temel olarak savunduğu için çalışma ilişkilerinin düzenlenmesine müdahale etmeyi uygun bulmaz.

• Çalışma ilişkilerinde diğer bir aşama Neoliberal Dönemdir. Bu dönemde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde küreselleşme süreci ile birlikte, yeni iktisat politikaları oluşturulmaya başlanmıştır. Bunlardan en önemlisi neoliberal politikalardır. Uluslararası rekabetin kızıştığı bu dönem çalışma ilişkilerinde işçilerin yanında yer alan sendikal gücün azaldığı bir dönemi ifade eder. Neo liberal politikaların iş yaşamına yansıması kamu veya özel örgütlerde insan kaynakları yönetimi uygulamaları  şeklinde olmuştur. Bu dönem aynı zamanda sendikasızlaşma sürecinin hızlandığı bir dönemi ifade eder. Çalışma ilişkilerinin son aşaması bugün de etkisi devam eden sendikasız endüstriyel ilişkiler dönemidir. Bu dönem küreselleşme ile birlikte özelleştirme, deregülasyon, liberalleşme gibi politikalar önem kazandığı bir dönemdir. Bu dönemde mevzuat gevşetme sürecinin etkisiyle sendikasızlaşma hızlanmıştır. 

• Devlet çalışma ilişkilerini düzenleme konusunda görev ifa eder. Söz konusu görevlerden biri devletin işveren olarak çalışma ilişkilerine müdehalesidir. Özellikle kendini sosyal devlet olarak gören devlet anlayışı, hizmetlerini sürdürmek için işveren olarak çalışanları istihdam etmeyi devlet görevi olarak kabul eder. Devletin çalışma ilişkilerindeki rollerinden biri de “yasa koyuculuk rolü”dür. Devlet yasa koyucu olarak çalışma ilişkileriyle ilgili alanda işçiişveren, sendikalar ve çalışma ilişkilerinden doğan diğer alanlarda ve bireysel veya toplu iş hukukuyla ilgili yasal düzenlemeler yapar. Devletin çalışma ilişkileriyle ilgili diğer bir müdehale alanı da işçi ve işveren arasındaki her tür anlaşmazlığı çözme konusunda hakem veya arabuluculuktur. Devlet taraflar arasında uzlaşma sağlayarak sürecin yönetilmesinde işlev görür.