Civa Kullanımının Kontrolü Hakkında Dünyada ve Türkiye'de Atılan Adımlar

  • Oluşturulma Tarihi : 2019-07-17 23:13:52
  • Son Güncelleme: 2019-07-17 23:15:06
  • Yazar/Hazırlayan: Belirtilmemiş
  • Yükleyen: Ersoy İnce
  • Doküman No: 598686
  •    606
  •    5
  •    0
  •    0
  •    https://isg.email/Fv5Bhq

1950’li yılların ortalarında, Japonya’nın Minamata kentinde tüm sinir sistemini etkileyen bir hastalık ortaya çıkmıştır. 1968’de Japonya hükümeti bu hastalığın kentte bulunan Chisso Ltd. Şirketi’ne ait fabrikanın atık sularında bulunan cıva yüzünden olduğunu duyurmuştur. Şirket 1862’den beri enerji ve kimyasal alanlarında faaliyet göstermiştir. Söz konusu fabrikada kimyasal gübre asetik asit, vinilklorid ve plastikleştirici üretilmektedir. Fabrika asetik asit ve vinilkolrid üretirken inorganik civa  kullanılmıştır ve atık suyu doğrudan denize boşaltılmıştır. Suya karışan civanın bakteriler ve organizmalar tarafından metil- civaya çevirilmesi ile meydana gelmiştir. Planktonlar, onları yiyen küçük balıklar ve midyeler ve küçük balıklarla beslenen büyük balıklar ve deniz memelileri ile besin zincirine karışmaktadır. Civaya maruz kalan balık ve deniz kabuklularını tüketen insanlar da (sonradan Minamata Hastalığı” olarak adlandırılan) sinir sistemi hastalığına yakalanmışlardır. Civa o kadar etkilidir ki anne karnındaki fetüse bile zarar verebilir ve zehirlenmesinin tedavisi yoktur. Resmi sayılara göre 12.617 kişi minamata hastalığına yakalanmıştır (MDM, 1994). Bu olaydan sonra civa maruziyeti hakkında çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu çalışmalarda sinir sistemi dışında üreme sistemi üzerinde de olumsuz etkileri olduğu görülmüştür.“Civanın spontanabort, ölü doğum, konjenitalmal formasyonlar, infertilite, menstrüel bozukluklar ve ovulasyon inhibisyonu gibi üreme problemlerine neden olabileceği yapılan derleme çalışmalarında gösterilmiştir”(TANRIKUT, 2011: 20). 


Minamata Sözleşmesi, civa kullanılan, salımlanan ya da yayılan ürünler, prosesler ve endüstriler ve bunların civa içeren atıkları için bazı kontrol ve azaltım tedbirleri içermektedir. Ayrıca, üretim süreçleri, kapasite geliştirme ve atık yönetiminde, mevcut en iyi teknolojiler (best available technologies) ve iyi çevresel uygulamaları (best environmental practises) kullanılmasının teşvik edilmesi sözleşmenin ana konularıdır.