İklim Mücadelesinde Ekonomik, Sosyal ve Ekolojik Adalet
İnsan kaynaklı iklim değişikliği, hiç kuşkusuz ki gezegenimizde insan ve canlı varlığının karşısındaki en önemli tehditlerden birisidir. Gezegendeki insan varlığına karşı böylesine büyük bir tehdit oluşturan ikim değişikliğinin farklı toplumsal kesimlere, sınıflara, gruplara, ve cinsiyetlere yönelik etkisi ise farklı düzeylerde gerçekleşmektedir. Uzun süreli kuraklıklar, daha sık ve sert gerçekleşen fırtına, dolu, aşırı yağış ve sel baskınları, özellikle kentlerde aşırı ısı dalgaları, normalin üzerindeki büyüklükte ve sıklıkta gerçekleşen orman yangınları gibi aşırı iklim olayları aracılığıyla giderek kendini daha çok hissettiren iklim değişikliği, toplumsal ve ekonomik olarak geri kalmış, dezavantajlı kesimleri çok daha güçlü bir şekilde etkilemektedir. Bu etki, gıda güvenliği ve tarımda rekolte düşüklüğü üzerinden yoksul çiftçileri; yine bu sonuçlara bağlı olarak artan gıda fiyatları üzerinden ise kent yoksullarını daha fazla vurmaktadır. Dünya coğrafyasına bir bütün olarak bakıldığında ise, yine az gelişmiş ve/veya gelişmekte olan Güney ülkelerinin halkları üzerinde iklim değişikliğinin etkileri çok daha yıkıcı bir etki yaratmaktadır.
