İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanlarının Çalışma Koşulları ve Sorunlarının Saptanması Konulu Tez Çalışması
Çalışma hayatının en önemli sorunlarından birisi olan iş kazası ve meslek hastalıkları ülke ekonomisi açısından önemli bir sorun haline gelmiştir. İş kazası ve meslek hastalıkları sonucu oluşan maddi ve manevi kayıpların önüne geçilmesi amacıyla iş sağlığı ve güvenliği alanında işverenlere rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının görevlendirilmesi 01.01.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile önemini artırmıştır. İş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapan bu çalışanların işyerlerinde görevlendirilmesi neticesinde iş kazası ve meslek hastalıklarına bağlı iş günü kaybı, yaralanma ve ölümlerde azalma beklenmektedir. SGK istatistikleri incelendiğinde günümüzde iş kazası ve meslek hastalıkları sonucu ölümlerin azalmadığı, işyerlerindeki iş kazası ve meslek hastalığı sonucu oluşan iş günü kayıplarının arttığı görülmektedir. Bu durumlar birlikte değerlendirildiğinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda görevleri kapsamlı bir şekilde belirlenen iş sağlığı ve güvenliği çalışanlarının görevlendirildikleri işyerlerindeki etkinliklerine ilişkin soru işaretleri ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma ile iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışanların sorunları tespit edilecek ve çalışma hayatındaki etkilerini sınırlandırıcı faktörler belirlenecektir. Bu faktörleri belirlemek amacıyla iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışan iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerine sorunların analiz edileceği anket formları hazırlanmıştır. Anket soruları ÇSGB uhdesinde bulunan İSG-Kâtip sistemi aracılığı ile ilgili çalışanlara ulaştırılmıştır. Anket sonucunda elde edilen veriler SPSS programı vasıtasıyla analiz edilmiş ve ilgili veriler Tartışma bölümünde değerlendirilmiş Sonuçlar bölümünde çözüm önerileri belirtilmiştir.
Çalışma hayatı; istihdamdan, çalışma şartlarına; sosyal güvenlikten, mesleki eğitime; iş sağlığı ve güvenliğinden, yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın haklarının korunmasına kadar çok geniş bir alanı ve toplumun büyük bir kesimini kapsamaktadır. İş sağlığı ve güvenliği konusu ise sadece işyeri ve çalışan düzeyinde değil toplumun genelini doğrudan ilgilendiren aynı zamanda ulusal ve uluslararası düzeyde ele alınması gereken bir önceliktir.
Bu önceliği temin etmek amacıyla çalışma hayatını yakından etkileyen ekonomik, sosyal ve siyasal koşullar, Türkiye Cumhuriyetinin iş hukuku alanındaki seksen yıllık birikimi, uygulamada karşılaşılan sorunlar, koruyucu ve önleyici hizmetlerden bütün çalışanların yararlanmasını sağlamak, uygulamaların kalite yönetim sistemi benzeri sürekli iyileştirme felsefesinin yerleştirilmesi ve Avrupa Birliği ile Uluslararası Çalışma Örgütü normlarına uyum sağlama zorunluluğundan dolayı, çalışanların tümünü kapsayan, önleyici ve koruyucu tedbirleri içeren ve gelişmiş ülke örneklerindeki mevzuat metinleriyle uyumlu müstakil bir iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı oluşturulması gerekmekteydi. Bunu temin etmek maksadıyla 30.06.2012 tarihinde 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yayımlandı.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun hem kamu hem de özel sektör olmak üzere bütün faaliyet alanlarına (sanayi, tarım, ticaret, idari işler, hizmet, eğitim, kültür, eğlence vb.) uygulanması gerekmektedir.
Diğer yandan Kanunda sayılan istisnalar dışında kalan ve "çalışan" olarak nitelendirilenlerle birlikte, bir mesleği öğrenmek için eğitim gören çıraklar ve stajyer olarak tanımlananlar ile tarımda ve orman işlerinde çalışanların tamamı da kapsama dâhil edilmiştir. Kanunun uygulama alanındaki çalışanlar; geçici veya daimi, kısmi veya tam zamanlı çalışan gibi bir ayrıma tabi tutulmamıştır.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kapsamındaki genişlik iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının ülke genelinde ve istisnalar dışındaki tüm iş kollarında yaygınlaştırılması anlamına gelmektedir. İşverene iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda rehberlik ve danışmanlık yapmak üzere görevlendirilen işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının istihdamıyla hedeflenen; iş sağlığı ve güvenliğinin işyerlerinde temin edilmesini sağlamak amacıyla profesyonel yardım ihtiyacının karşılanmasıdır. İSG profesyonelleri, özel eğitim görmekte ve mesleki yeterliliğini sınavla ispatlayan kişiler arasından Bakanlıkça yetkilendirilmektedir.
İş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin görevleri yönetmeliklerde kapsamlı bir şekilde açıklanmıştır. Bu mevzuat ışığında iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinden istenen; iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konularda işverene rehberlik ve danışmanlık yapmaktır. Bu görev tanımları neticesinde ve kanunun kapsamının genişlediği düşünüldüğünde ülkemizin iş sağlığı ve güvenliği görüntüsünde olumlu yönde bir eğilim meydana gelmesini beklemek gerekmektedir. Yani yıl içinde meydana gelen iş kazası sayısında ve meslek hastalığı tanısı koyulan kişi sayısında azalma beklenmektedir.
SGK İş Kazası İstatistikleri yıl bazında incelendiğinde iş sağlığı ve güvenliği alanında yapılan kapsamlı değişikliklere rağmen iş kazaları sonucu ölümlerin azalmadığı anlaşılmaktadır.
İstatistiki veriler değerlendirildiğinde iş sağlığı ve güvenliği konusunda görev, yetki ve yükümlülükleri kapsamlı bir şekilde açıklanan iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin görevlendirildikleri işyerlerindeki etkinliklerine ilişkin soru işaretleri ortaya çıkmaktadır.
Bu çalışma ile iş sağlığı ve güvenliği alanında çalışan iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimlerinin çalışma koşullarını incelemek ve çalışma yaşamlarındaki etkinliklerini kısıtlayan faktörlerin neler olduğunu belirlemek amaçlanmıştır. Çalışma neticesinde iş sağlığı ve güvenliği çalışanlarının etkilerini artırmaya yönelik önerilerde bulunulacaktır.