Linyitle Çalışan Termik Santrallerinde Temel İşlemler ve Çevre Kirliliği
Ülkemizde elektrik enerjisi krizinin başladığı 1970'li yıllarda bu krizi çözmek için ileri sürülen alternatif enerji kaynakları olarak
- Hidroelektrik enerji kaynakları,
- Fosil yakıtlar
- Nükleer enerji ve
- Yenilenebilir enerji kaynakları önerilmiş ve bunlar içerisinde hidroelektrik enerji kaynağı olan barajlar ile fosil yakıtlara bağlı termik santraller ön planda desteklenmiş ve inşa edilmiş, nükleer enerji santrallerinin kurulması dış güçler tarafından engellenmiştir. Hızlı nüfus artışına paralel olarak kalkınmak zorunda olan ülkemizin enerji ihtiyacını karşılamak için hidroelektrik ve termik santrallerin gücü yetersiz kalmış ve ülkemiz enerji krizi ile karşı karşıya bırakılmıştır. Barajların çevresinin ağaçsız ve ağaçlandırılmamış olması nedeniyle ülkemizde hidroelektrik santraller idare müddetini doldurmadan baraj gölleri taşıntılarla dolarak barajlar düşük kapasite ile çalışmakta, termik santraller ise oluşturduğu çevre kirliliği ile bitki, hayvan ve insanlar üzerinde önemli zararlar oluşturmaktadır. Bu makalede inceleme konusu olan Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri çevresinde bulunan bitki örtüsü üzerinde önemli zararlar oluşturmuş, Yatağan Termik Santrali oluşturduğu akut zararlar ile 3050 hektar ormanı tamamen kurutmuş, Yeniköy Termik Santrali bacasının yüksekliği nedeniyle kirletici gazları daha geniş bir alana yayarak akut zarardan çok kronik bitki zararlarına yol açmıştır Kemerköy Termik Santrali de benzer zararlar oluşturacaktır.
Ülkemiz ekonomik gerçekleri içerisinde bu termik satrallerin oluşturduğu çevre kirliliğine rağmen çalışması zorunludur. Bu aşamadan sonra termik santrallere ıslak kireç yöntemi ile veya farklı bir yöntemle çalışan baca gazı arıtma tesisinin kurulması konusu ekolojik açıdan gerekli fakat ekonomik açıdan çok iyi analiz edilmesi gereken bir konudur. Çeşitli sebeplerle elektrik enerjisi üretim maliyetlerinin yüksek olması ve arıtma tesisinde baca gazındaki kükürtdioksidin geri kazanımı sonucu üretilecek alçının devlet işletmeciliği zihniyeti ile pazarlama şansının zayıflığı nedeniyle termik santrallerde ekonomik açıdan baca gazı arıtma tesislerinin kurulması uzak görülmektedir. Ülkemizin enerji pahasına bu kadar çevre kirliliğini kabul etmesi ancak bu tip enerji santrallerinin bir daha kurulmayacak olması, termik santrallerin oluşturabilecekleri maksimum kirlilik alanına ulaşmış olmaları ve gelecekteki enerji ihtiyacının güvenli teknolojilere sahip nükleer enerji santrallerinden karşılanması nedeniyle kabul edilebilir.