Psikososyal Risk: Mobbing
Sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı oluşturmak adına, çalışanların bedenen olduğu kadar ruhen de tam iyilik halinde olmaları önemlidir. Bu kapsam içerisinde gelişen teknoloji ile birlikte çalışanların maruz kaldıkları riskler içerisinde görünmeyen psikososyal risklerden mobbing önemli yer tutmaktadır. Mobbing çalışma hayatı içerisinde var olan fakat yakın zamana kadar farkındalık yaratılarak isimlendirilmemiş bir risktir. Mobbinge uğrayan ve zarar gören çalışanlarda meydana gelen uykusuzluk, endişe, depresyon, iştahsızlık gibi etkiler çalışanlar arasında da kronikleşen endişelere neden olarak çalışma hayatı içerisindeki örgütün bütününü etkisi altına almaktadır. Mobbing kavramının görece yeni hayatımıza girmiş olması, konuya ilişkin kavram karmaşasının bulunması ve çalışanların mobbinge ilişkin farkındalığının az olması sebebiyle göz ardı edilen psikososyal riskin çalışanlar ve örgütler üzerinde olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu çalışmada öncelikle mobbing olgusu ve bu olgunun yasal zemini Yargıtay kararlarından da faydalanarak açıklanmış, mobbingin nedenleri, belirtileri ve nasıl önlenebileceğine dair literatürde yapılan önerilerin bir değerlendirmesi yapılmıştır.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği, teknik ekonomik ve sosyal zorunluluklar çerçevesinde sürekli olarak değişim ve ilerleme içerisindedir. 21. yüzyılda psikososyal riskler ile ilgili çalışmaların artması, çağın bir gerekliliği olarak risklerin çeşitlenmesi ve çalışanların ruhen iyilik halinde çalışma barışı içerisinde olmaları psikososyal bir risk olarak işverenin ve devletin sorumluluğundadır. Mobbing kurban ( psikolojik tacize uğrayan), psikolojik tacizi uygulayan ve bu olaylara şahit olanlardan (tanık ya da izleyici) oluşmaktadır. Mobbing ile mücadele bireysel olabileceği gibi örgütsel olarak da gerçekleştirilebilmektedir. İş sağlığı ve güvenliği kapsamında örgütün mobbing ile mücadelede oluşturacağı politikalar, çalışanlarını psikososyal risklere karşı korumada önem arz etmektedir.
Örgüt içinde mobbingle mücadele, gerçekleşen psikolojik şiddetin yönüne de bağlı olarak çok boyutlu ele alınması gerekmektedir. İş sağlığı ve güvenliğinin farkındalığının artması ve kültür olarak yerleşmesinin arzusu içinde iken, örgütlerde giderek artan psikososyal risklerden biri olan mobbingin de farkındalığının artırılması ve örgüt kültürü olarak mobbing ile mücadelenin oluşturulması gerekmektedir. Belirgin olarak mobbingi hedef alan önleyici müdahaleler bulunmamakla birlikte mobbing ile mücadelede örgütsel iklim ve kültür gibi psikososyal değişkenler göz önünde bulundurulmalıdır. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yayınlamış olduğu son istatistiki değerlendirmeler ışığında örgüt yapısının ve ikliminin mobbingin nedenleri arasında ikinci sırada yer aldığı görülmektedir. Bu durum örgütlerin mobbing ile mücadelede daha aktif ve etkin olması gerekliliğini göstermektedir. Mobbing ile ilgili çalışanlara eğitimler verilmesi, farkındalığın artırılması, çalışanların haklarını bilmesine bununla birlikte çalışma ortamının iyileştirilmesine ve sorunların giderilmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca çalışanların mobbinge maruz kalmaları halinde mobbingin bildirilmesine yönelik cesaretlendirilmeleri, örgüt içinde mobbing ile mücadelede önemli yer tutmaktadır. Mobbing ile mücadelede işçi-işveren ve iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının işbirliği içerisinde olmaları önem taşımaktadır.