Risk Değerlendirmesi Atex Direktifleri
İş sağlığı ve güvenliği son yıllarda Avrupa Birliği’nin de en çok yoğunlaştığı
ve önem verdiği sosyal politika konularından birisi olmuştur. Avrupa
Komisyonunun belirlediği yeni iş sağlığı ve güvenliği stratejisi, “çalışma hayatındaki
değişimleri ve başta psiko-sosyal konularda olmak üzere yeni risklerin ortaya
çıkması durumunu göz önünde bulundurarak global bir iş sağlığı ve güvenliği
yaklaşımı” nı benimsemektedir. Tüm yeni yaklaşım direktiflerinin ekinde bulunan
“Temel Sağlık ve Güvenlik Gerekleri”, Avrupa Birliği ülkelerinde, 80’li yılların
ikinci yarısından itibaren iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı içerisinde yer alan risk
analizi ve risk değerlendirmesi kavramları ile de yakından ilgili bulunmaktadır.
Esasen, Avrupa Birliği hukukunda, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak iki alan
söz konusudur. Bunlar; ürün güvenliği ve işletme güvenliği’dir.
Yasalar ve yönetmelikler çalışma ve güvenlik şartlarına ilişkin sorumlulukları
tanımlar. Ülkeler arasında yasal mevzuat ve bunun uygulanması konusunda
birçok farklılıklar bulunmaktadır. Ancak bunların tümünde sistematik güvenlik
çalışması yapılması tezi savunulmaktadır. Mevzuatlardaki ortak konular aşağıda
verilmiştir:
• İşveren işyerinde sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamı sağlamakla yükümlüdür,
• İşyerindeki sağlık, güvenlik ve çevre yönetimi yeterli seviyede düzenlenmiş
olmalıdır,
• Çalışanlar tehlikeler ve güvenli çalışma konusunda bilgilendirilmelidir,
• Tehlikeler tanımlanmalı ve değerlendirilmeli, gerekiyorsa azaltılmalı veya
ortadan kaldırılmalıdır.
Mevzuatlarda yer alan güvenliğe dair çalışmalar ise “Risk Değerlendirmesi”
yapılması vasıtası ile risklerin sistematik ve belgelenerek değerlendirilmesi şeklinde
istenmektedir. Birçok farklı ülkenin mevzuatında “risk değerlendirmesi”
terimi sıklıkla kullanılmakta, işverenlere yükümlülük olarak verilmekte ve risk
değerlendirme tekniklerinin kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır.
Fakat risk analizi isteyen daha detaylı mevzuatlar da bulunmaktadır.
Bunlardan birisi AB’ne üye ülkelerin milli mevzuatlarına aktardıkları işyerinde
makine kullanımını düzenleyen 2006/42/EEC sayılı AB Direktifidir. Bunun
direktifin uygulanması, AB standartları tarafından desteklenmektedir.(IEC EN
12100, EN 13849 vb.). Tehlikeli kimyasallarla büyük endüstriyel kazaların meydana
gelebileceği işyerlerinde risk yönetimi ve daha ciddi risk değerlendirmelerinin
resmi olarak talep edilmesi eğilimi yüksektir. Avrupa’da, bu konular 1992 yılında değiştirilen 1982 tarihli Seveso Direktifi ile, ABD’de Temiz Hava Yasası
(Çevre Kirliliği Ajansı (EPA),1990) ile düzenlenmiştir. Diğer tipteki sanayi
kuruluşlarında, örneğin nükleer güç üreten ve açık deniz işletmelerinde sistematik
güvenlik analizi şartları bulunmaktadır.
İlgili tarafların en önemlisi; alınan güvenlik önlemlerinin yetersiz kalması
durumunda kazaya uğraması muhtemel tehlike kaynağına yakın çalışanlardır.
İşletme içerisinde iyi ugulanmış bir risk değerlendirmesi, güvenlik problemlerini
ortadan kaldırır, işyerindeki güven hissini ve güvenliği geliştirir. Bu türde bir analiz
için önerilen çalışan temsilcilerinin de katılımını sağlamaktır. Bu analizi geliştirir,
çalışanların tecrübelerinin dahil olmasını sağlar ve analizin şeffaflığını arttırır.
İşyerlerinde risklerle mücadele yöneticiler, tasarımcılar ve güvenlik uzmanları
gibi çeşitli alanlardan kişilerin katılımını gerektirir. Ancak işyerlerinde sağlık
ve güvenlik konusunda ana sorumluluk işverene aittir. Sorumlulukların
detayları ülkeden ülkeye farklılık gösterir, fakat işverenin sorumluluğu prensibi
genellikle geçerlidir. Bu sorumlulukların yerine getirilmesi için ve işyerinde
güvenliğin sağlanması için birçok durumda risk değerlendirmesi etkin bir yöntemdir.
Analiz sonuçlarının kayıtları, işyeri güvenliğinin yasal ve yeterli seviyede
sağlandığını göstermek için kullanılır. Risk değerlendirme uygulamalarının
faydalarını özet olarak sıralayacak olursak;
• İşletmede daha az kaza yaşanması,
• Kaza oluşumuna neden olabilecek faktörlerin sistematik olarak belirlenmesi
ve yok edilmesi,
• Tasarım sırasında sistematik analizle hataların ve problemlerin etkin şekilde
belirlenmesi, bu tip problemlerin önlenmesi ve sonradan çıkacak daha
büyük maliyetlerden kurtulma,
• Büyük kaza ve yangın vb. meydana gelme olasılığının azaltılması (eğer analiz
bunu amaçlamış ise), finansal olarak da daha düşük sigorta primleri.