Uzaktan Çalışma ve İş Sözleşmelerinin Revizesi
Covid-19 salgını tüm alışkanlıkları, tüm bilinenleri değiştirdi. Bu değişim nedeni ile bugüne kadar çok az tartışılan veya hiç konuşulmayan birçok yeni durum ve hukuki problem ortaya çıktı. Hukuk tartışmalarının arttığı bugünlerde Türkiye’de bu doğrultuda birçok yeni yasal düzenleme de yürürlüğe girdi. Ancak özellikle beyaz yakanın yeni çalışma usulü haline gelen uzaktan çalışma 2016 yılında İş Kanununda yapılan değişiklikle yürürlüğe girmişti.
İş Kanunu Mad. 16/4 : “Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir.” Şeklinde tanımlanmıştır. Bu maddede de belirtildiği gibi uzaktan çalışma iş ilişkisinin yazılı olarak kurulması gerekmektedir.
Covid-19 salgınının hızlı bir şekilde yayılması ve tedbirlerin artması nedeni ile birçok işyerinde çok hızlı bir şekilde uzaktan çalışma usulüne geçildi. Ancak iş sözleşmelerinin büyük çoğunluğunda uzaktan çalışma için herhangi bir revize yapılmadı.
Güncel gelişmeler ve salgının gidişatı gözlemlendiğinde uzaktan çalışmanın gündemimizi daha meşgul edeceğini hatta yeni çalışma usulünün tamamen buna dönebileceğini öngörebiliriz. Bu nedenle iş sözleşmelerinin uzaktan çalışma usulüne göre düzenlenmemesi aşağıda açıklayacağımız hukuki problemlere yol açabilecektir.
1) FAZLA MESAİ ALACAĞI BAKIMINDAN
Uzaktan çalışmaya geçen çalışanların bazıları bu usulde çok daha fazla çalıştıklarını, mesai kavramlarının kalmadığını belirtirken bazı çalışanlar da çok daha az çalıştıklarını belirtmektedir. Bazı işverenler çalışanlarının ne kadar çalıştığını denetlemek için bilgisayarlar üzerinde takip sistemleri dahi oluşturmaktadır. (Bu sistemlerin Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca da incelenmesi ve yeterli önlemlerin alınması gerekmektedir.)
Bu belirsizliğin giderilmesi için iş sözleşmesinde çalışma saatlerini ve çalışma şeklini düzenleyen bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Nitekim İş Kanunu Mad. 16/5:“Dördüncü fıkraya göre yapılacak iş sözleşmesinde; işin tanımı, yapılma şekli, işin süresi ve yeri, ücret ve ücretin ödenmesine ilişkin hususlar, işveren tarafından sağlanan ekipman ve bunların korunmasına ilişkin yükümlülükler, işverenin işçiyle iletişim kurması ile genel ve özel çalışma şartlarına ilişkin hükümler yer alır.” hükmü ile bu gerekliliği ortaya koymuştur.
Böyle bir düzenlemenin yapılmaması iş davalarında sorunlar yaratabilecektir. Çalışanın fazla mesai alacağı için açtığı davada işveren tarafından uzaktan çalışıldığı, iş sözleşmesinde yazan saatlerde de çalışanın zaten çalışmadığı iddia edilebilir. Çalışan tarafından da uzaktan çalışıldığı için gece saatlerinde de çalışıldığı iddiası söz konusu olabilir. Bu halde fazla mesai alacağının belirlenmesi çok zor hale gelebilecek, hak kayıplarına neden olabilecektir.
2) İŞ KAZASI BAKIMINDAN
Çalışanın evde çalışırken kaza geçirmesi halinde bu kazanın iş kazası kapsamında olup olmadığı tartışmalıdır.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Mad. 13/1: “İş kazası;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren olaydır.”Şeklinde iş kazası tanımlanmıştır.
Kanunda belirtildiği gibi işveren tarafından yürütülmekte olan iş kapsamında çalışana ruhen veya bedenen zarar veren olan iş kazasıdır. Bu kapsamda çalışanın bilgisayar başında çalışırken kalp krizi geçirmesi iş kazası kapsamında değerlendirilebilecektir. Bilgisayar başında çalışırken iş kazası olabileceği ihtimali ve bu nedenle iş güvenliği önlemi alınması gerektiği birçok işverence bilinmemektedir. İş Kanunu Mad 14/6: “Uzaktan çalışmada işçiler, esaslı neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamaz. İşveren, uzaktan çalışma ilişkisiyle iş verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla yükümlüdür.” hükmü ile uzaktan çalışmada da iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması yükümlülüğünü işverene yüklemiştir.
Nitekim 16.04.2013 tarihli Ekranlı Araçlarla Çalışmalarda Sağlık Ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelikte çok detaylı bir şekilde çalışanların ekran başında çalışırken yapması gerekenleri ve bu doğrultuda eğitim verilmesini düzenlemiştir.
Bu nedenlerle açılan iş kazasına dayalı tazminat davasında uzaktan çalışmaya göre güncellenmiş bir iş sözleşmesi çok önemli rol oynayacaktır. Çalışanın çalışma saatlerinin, işin yapılış şeklinin belli olduğu bir iş sözleşmesinde bu kazanın çalışma saatleri içinde olup olmadığının ve çalışanın işi yaparken kazaya uğrayıp uğramadığının tespiti çok daha kolay bir şekilde yapılacaktır. Aksi halde gerçekten iş kazası olan bir olay yanlış değerlendirilebilecektir. Bu durumun aksi de mümkündür.
Sonuç olarak;
Covid-19 salgının yarattığı hukuki sonuçlar, sorunlar uzun bir süre yargının gündemini meşgul edecek, yeni içtihatlar ve uygulamalar oluşacaktır. Bu değişimin en çok etkilendiği alanlardan biri olan iş hukukunun da bu yeni düzene göre güncellenmesi gerekmektedir. Bu konuda en acil ihtiyaç ise uzaktan çalışma yönetmeliğinin düzenlenip yürürlüğe girmesidir. Bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce iş sözleşmelerinin uzaktan çalışmaya göre revize edilmesi gerekmektedir. Aksi halde bu yazıda belirtiğimiz problemlerin yanında birçok hukuki problem daha biz hukukçuları beklemektedir.
Av. Ozan Genco Gürgöz