Yapı Makinaları Kullanımında Karşılaşılan İş Kazalarının Azaltılmasına Yönelik Değerlendirmeler ve Öneriler
İş Sağlığı ve Güvenliği konusu günümüzde göz arda edilmeyecek bir konudur. Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektörü ve yol inşaatları, bu alanda kullanılan yapı makinalarının şantiyelerde yarattığı tehlike dikkatten kaçmamalıdır. İnşaat şantiyelerinde mesleki yeterliği olan işçiler çalıştırılmalı, şantiye sahalarında çalışan iş makinaları personelleri kullandıkları iş makinaları ile ilgili ehliyet ve sertifika sahibi olmalıdır. Sahada ve belirli periyodlarda operatörler ve çalışanlar makinaların yarattığı tehlikeler konusunda bilgilendirilmelidir. Şantiyelerde çalışan mühendislere lisans eğitimleri sırasında iş sağlığı ve iş güvenliği konusu hakkında eğitim verilmeli bu konuda eğitim veren üniversite sayısı arttırılmalıdır. Verilen ders içeriklerinin başta Türkiye’ye şartlarında yaşanan kazaları kapsamalı, dikkat edilmesi gereken önlemleri vurgulamalıdır. Ayrıca bu kitapların içerikleri dünya standartlarında uygulanan iş güvenliği çözümlerini de içermelidir.
İş kazaları ve meslek hastalıkları, çalışanlar ve işletme açısından önemli bir maliyet unsuru olup çalışan ve örgüt verimliliğini olumsuz etkilemektedir. İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucunda meydana gelen maddi ve manevi kayıplar, aynı zamanda ülke ekonomisi için de büyük zararlara yol açmaktadır. Bu nedenle, işletmelerde iş kazası ve meslek hastalıklarına yol açan nedenlerin tespit edilmesi, gereken önlemlerin alınması ve denetlenmesi, daha sağlıklı ve huzurlu bir örgütsel ortamda etkin ve verimli bir şekilde çalışabilmek için temel gerekliliklerden biridir. İş kollarına ve sektörlere göre değişse de genel olarak iş yerlerinde alınması gereken önlemler üç başlıkta toplanabilir; çalışanlarla ilgili önlemler, iş yeri bölümleri ile ilgili önlemler ve iş ekipmanları ile ilgili alınacak önlemler.
Bu üç konuda işyerinde genel kontrollerin uzmanlar tarafından yapılması, eksikliklerin belirlenmesi ve iş mevzuatı uygulamalarına tamamen uyulması gerekmektedir. İncelenen vakalarda çok net bir şekilde ortaya çıkan sonuç, en basit ve en temel iş güvenliği önlemlerinin alınmamasının yüzlerce işçinin ölümüne neden olduğunu göstermesidir. En temel 6 kaza tipi (düşmeler, malzeme düşme/çarpma/sıçrama, elektrik çarpmaları, kazı kenarı göçükleri, yapı kısmı çökmesi ve yapı makinaları kazaları) toplam ölümlerin neredeyse çoğunluğunda karşımıza çıkmaktadır. Özetle ölüm ve yaralanmaların nasıl önleneceği kesinlikle bir bilinemez değildir ve her şey gün gibi ortadadır. Konuyla ilgili mevzuatın yetersiz olduğundan da söz etmek yanlış olacaktır. Mevzuatımızda ileri düzenlemeler yapılmış olmakla birlikte beklenen yararın sağlanabilmesi için toplumun her kesiminde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün geliştirilmesi çabalarına daha yoğun bir katkı gerekmektedir. Çocukluk çağından başlamak üzere ailede, okulda, hayatın her alanında sağlık ve güvenlikle ilgili eğitimler verilmelidir. Diğer yandan denetleme mekanizmasının etkinleştirilmesi büyük önem arz etmektedir. İşyerlerinin denetimi için konusunda yetkin denetmenlerin sayıları artırılmalıdır. Gerek işverenlerin gerekse iş sağlığı ve güvenliği hizmeti veren firmaların sadece yasal yükümlülükleri yerine getirmek üzere kâğıt üzerinde anlaşma yapmaları ve çoğu firmaların bu yolu tercih ederek daha ucuza hizmet satın almaları, iş sağlığı ve güvenliği için en başta gelen tehditlerdendir. Bunun yanında yüksek kâr hırsı ile insan yaşamına verilen değerin neredeyse sıfır olması, inşaat üretiminin ve işgücünün yapısı ile birleştiğinde ortaya ölüm ve yaralanmalar çıkmaktadır. Bu ölümleri engellemek ise aynı zamanda bir mücadelenin konusu olup, inşaat işçilerinin örgütlülüğü bu bakımdan önem kazanmaktadır. Ülkemiz iş güvenliği ve sağlığı konusunda istatistiklere bakıldığında önceki yıllara göre iyileşme göstermektedir. Dileğimiz önümüzdeki yıllarda daha çok önlem alınması ve rakamlarda düşüşlerin görülmesidir.