Yüksekte Çalışmada Güvenlik Ağları
Yapı sektörü, yarattığı katma değer ve istihdamın büyüklüğü ile ülke ekonomik gelişiminin lokomotifi durumundadır. “Sektöre girdi sağlayan ve faaliyetlerini bu sektördeki gelişmelere bağlı olarak devam ettiren diğer sektörlerin katkısı da dikkate alındığında inşaat sektörünün GSMH içindeki payının yaklaşık yüzde 30 seviyesinde olduğu görülmektedir” [1].
“İngiltere’de yapılan bir araştırma, yeni bir evde 150 farklı meslek kolunu ilgilendiren 23 000 parça bulunduğunu ortaya koymaktadır. Hiçbir ekonomik faaliyetin bu derece yaygın bir etki gücüne sahip olmadığı dikkate alındığında sektörün lokomotif gücünün, gelişmekte olan ülkeler için vazgeçilemez bir değerinin bulunduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır.” Dolayısıyla sektör, istikrarlı bir ekonomik büyümeye sahip ve beraberinde ortaya çıkan istihdam oluşturma ihtiyacını karşılamak zorunda olan ülkemiz için önemini artırarak korumaktadır [1].
Yapı sektörü, iş kazası istatistikleri açısından değerlendirildiğinde ise oldukça karamsar bir tablo ortaya çıkmaktadır. Ekonomik açıdan ülkemizin atardamarlarından birisi konumundaki yapı sektöründe diğer ülkelerde de olduğu gibi bazı işkolları çok tehlikeli sınıfta yer almaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre yapı sektöründe çalışan işçiler, diğer sektörlerde çalışan işçilere oranla üç-altı kat daha fazla iş kazasına uğrama riski taşımaktadır [2].
Dünya genelinde yapılan araştırmalar yapı sektöründe meydana gelen iş kazalarının büyük bir bölümünün yüksekten düşme kaynaklı olduğunu ortaya koymaktadır [3]. Yüksekte güvenli çalışmanın sağlanması, tüm ülkeler açısından yapı sektöründe meydana gelen iş kazalarının azaltılabilmesi anlamında çok büyük önem taşımaktadır. Gelişmiş ülke mevzuatlarıyla da uyumlu olan mevzuatımızda yüksekte güvenli çalışma konusunda toplu korunma tedbirlerinin ve kişisel koruyucu tedbirlerin önemi vurgulanmakla birlikte çeşitli yükümlülükler yer almaktadır [4]. Ayrıca, bu tedbirleri sağlayacak donanımların yüksekte çalışmayla ilgili tehlike ve riskleri ortadan kaldırabilmesi ve yeni riskler doğurmasının önlenebilmesi amacıyla standartlara uygun donanımın doğru bir biçimde kullanılması oldukça önemlidir.
Türkiye’de yüksekten düşmeyi önlemek amacıyla güvenlik ağı kullanımı yaygınlaşmaya başlamış olup gerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı teftişlerinde gerek gerçekleştirilen saha ziyaretlerinde gerekse düzenlenen eğitim seminerlerinde iş güvenliği uzmanlarıyla yapılan görüşmelerde güvenlik ağlarının standartlara uygunluğu, güvenlik ağı konusunda iş güvenliği uzmanı ve diğer çalışanların bilgi düzeyleri ile işverenlerin farkındalığı gibi konularda ciddi eksiklikler bulunduğu gözlemlenmiştir. Türkiye’de, güvenlik ağı özelinde mevcut durumun değerlendirilmesi ve farkındalığın artırılmasına yönelik etkin bir araştırmanın henüz yapılmamış olması da bu eksikliklerin nedenleri arasında bulunmaktadır.
Bu çalışmanın temel amacı, ülkemizde kullanılan güvenlik ağlarının iş güvenliği açısından mevcut durumunu ve sahada görev yapan iş güvenliği uzmanlarının farkındalığını değerlendirmek, yüksekte güvenli çalışmayı sağlamada toplu korunmayı sağlayacak güvenlik ağlarının standartlara uygunluğunu incelemektir. Ayrıca standartlara uygun güvenlik ağı kullanımının yaygınlaştırılmasına ve iş güvenliği konusunda sorumluluğu bulunan çalışanlarda güvenlik ağı konusundaki bilgi düzeyi ve farkındalığın artırılmasına yönelik çözüm önerileri ortaya koymaktır.
Tez çalışması kapsamında, yüksekte güvenli çalışmayla ilgili literatür çalışması yapılmıştır. Literatür çalışmasından elde edilen teknik bilgilere, ikinci bölümde yer verilmekte olup yüksekte güvenli çalışmayı sağlamak amacıyla kullanılan donanımlar hakkında okuyucuyu bilgilendirmek amaçlanmaktadır. Üçüncü bölümde, saha çalışması gerçekleştirilirken takip edilen yöntem açıklanmaktadır. Dördüncü bölümde, saha çalışmasından elde edilen istatistiki bilgilere yer verilmektedir. Beşinci bölümde, saha çalışmasından elde edilen bulgular ve mevcut çalışmalar arasında karşılaştırmalar yapılmakta, çalışmalar arasındaki ortak yönlerin yanı sıra farklı yönler de ele alınmaktadır. Altıncı bölümde, standartlara uygun güvenlik ağı kullanımının yaygınlaştırılmasının önündeki engeller belirlenerek çözüm önerileri geliştirilmektedir.